KEYFİN MERKEZİ

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Türkiye'nin En Güzel Şelale Manzaraları










Tonlarca ağırlıktaki suyun metrelerce yükseklikteki uçurumlardan aşağı düşmesiyle
Oluşan büyüleyici güzellikteki şelaleler… Hepsi birer doğa harikası olan Türkiye’nin
Şelaleleri, bulundukları bölgelere ayrılıp, parçası oldukları dağlık mekanlara
Birlikte tek tek anlatılıyor, ulaşım bilgileri veriliyor.

24 Mayıs 2013 Cuma

Türkiye'nin En Güzel Göl Manzaraları











Türkiye’nin gölleri ve genel özellikleri
* Göllerin deniz seviyesinden yükseltileri farklılık gösterir.
* Ülkemizde genelde yükselti batıdan doğuya doğru arttığından göllerin yüksekliği de buna bağlı olarak batıdan doğuya doğru artar.
* Göllerin genişliği ve derinlikleri oldukça farklılık gösterirler.
*Türkiye’nin yüzölçümünün % 10′unu göller oluşturur.
*Göllerimizin bir kısmı değişik jeolojik devirlerde oluşmuş çanaklaşma sonucunda; (Tektonik, Karstik, Volkanik, Buzul) bir kısmı da çöküntü olukları ya da vadilerin önlerinin setlerle kapanması sonucunda oluşmuştur. (Heyelan set, Lav set, Alüvyal set, Kıyı set, Delta set, Yapay set gölleri)
* Göllerin yükseltisi batıdan doğuya gidildikçe artar. Su seviyeleri mevsimlere göre değişme gösterir.
* Sularının kimyasal özellikleri farklılık gösterir. Bazıları sodalı (Van), bazıları ise tuzlu sulara sahiptir. (Tuz. Burdur, Aktaş, Acıgöl, Akşehir)
* Dışarıya akıntısı olan göllerimizin suları tatlı iken (Çıldır, Eymir, Mogan, Eğirdir, Beyşehir) dışarıya akıntı olmayanların suları acı veya sodalıdır. (Burdur, Acıgöl)
* Büyük göllerimiz çevrelerindeki iklim şartlarını düzenleyici etkiye sahiptirler.
* Suları tatlı olan göllerimizden sulama ve kullanma suyu, bazılarından enerji üretimi (Çıldır, Tortum, Hazar Kovada), bazılarından da ulaşım amaçlı yararlanılır. (Van Gölü – Feribot taşımacılığı)
* Kurak ve sıcak olan bölgelerde buharlaşmanm fazla olması ve yağışlarm az düşmesine bağlı olarak göller oldukça azdır, var olanların da alanı büyük oranlarda (Devamlı güçlü kaynaklarla beslenen göller hariç) değişikliğe uğrar. Tuz Gölü abant en çok değişen göllerimizdendir.

Türkiye'nin En Güzel Dağ Manzaraları









Kuzey Anadolu Dağları: Bu dağlar Alp sisteminin Türkiye’deki kuzey kanadını oluşturur. K.An. Dağ., Karadeniz Bölgesinde iki sıra halinde uzanır. Kıyı yakınındaki sıra dağlar Küre, Canik, Giresun, Gümüşhane, Kalkanlı, Trabzon ve Rize dağlarıdır. Giresun, Rize dağlarına Doğu Karadeniz dağları da denir. Doğu Karadeniz dağları dik yamaçlı yüksek dağlardır. Bu nedenle ulaşım iç kesimlerle Kalkanlı ve Kop geçitleriyle sağlanır.
Bu sıra dağlar kuşağının gerişimde batıdan doğuya doğru ikinci kuşak vardır. Bunlar Köroğlu, Ilgaz,Deveci, Yıldız,Çimen,Kop, Mescid ve yalnız Çam dağları.
Güney Anadolu Dağları :
Bunlara Toros dağları da denir. Alp kıvrım sisteminin güney kanadına dahildir. Üç kısımdan oluşur.
1) Batı Toroslar: Antalya körfezinin her iki tarafına doğru iki kuşak halinde uzanır. Batıda Ak dağlar, ve Boz dağlar, doğuda Sultan, Dedegöl ve Geyik dağları.
2) Orta Toroslar: Antalya körfezinin doğusunda kıyıya paralel uzanır. Bolkar Dağları,Aladağlar, Tahtalı Dağları, Binboğa Dağları.
İskenderun körfezinin hemen doğusunda Nur(Amanos) dağları uzanır.
Güneydoğu Anadolu Dağları:
Torosların uzantısı olduğundan bunlara Güneydoğu Toroslar denir. Bu kuşak üzerinde Malatya Dağları, Genç D., Bitlis D., Hakkari D. bulunur. En yüksek noktayı Cila D.(Uludoruk) (4135).
Doğu Anadolu Dağları:
Bu bölgedeki dağların büyük bir kısmı Orta Torosların devamı olan sıradağlardır Bunlar: Tahtalı D, Mercan D, Karasu D., Aras Dağı’dır. Allahu’ekber D.ise K.An. Dağlarının uzantısıdır. Ayrıca Şerafettin Dağı Bingöl D., Şakşak Dağı ve Kargapazarı D. bulunur.
Ayrıca volkanik dağlar vardır: B. ve K. Ağrı, Tendürek, Süphan ve Nemrut
İç Anadolu Dağları: Bölgede sıradağlar azdır. Sundiken ve Sultan Dağları sıradağlara örnektir. En dağlık kasım bölgeleri doğu kısmıdır. Tecer, Çamlıbel, Hınzır ve Akdağlar buradadır. Ayrıca Ankara ve çevresinde İdris D. Elmadağ ve Ayas Dağı volkanik Dağları; Erciyes, Melendiz, Hasan D. Karadağ ve Karacadağ.
Batı Anadolu Dağları:
Horst şeklindeki dağlardır. Kuzeyden güneye doğru Madra D. Yunt D. Bozdağlar ve Aydın Dağlardır.
Muğla yöresinde KB-G.D yönünde uzanan dağ sıralarından oluşan Menteşe Dağları yer alır. Kuzeyde Kaz dağları ve Biga Dağları bulunur. İç kesimlerde, Sandıklı, Eğrigöz ve Murat D. gibi yükseltiler bulunur Bursa’daki Uludağ eski bir volkanik kütlenin yüzeye çıkmasıyla oluşmuştur. Ülkemizin en önemli kış turizmi merkezlerindendir.

Dağların Doğal Ortam ve Ek. Faaliyetler üzerindeki Etkileri
Dağlar: İklim, toprak oluşumu, bitki örtüsünün dağılışı, yerleşme ve ekonomik faaliyetler üzerinde etkili olmaktadır.
Yükseklere çıkıldıkça, iklimin soğumasına bağlı olarak bitki örtüsü farklılıklar gösterir. Vadilerin iç kesimleri ile kuzeye ve güneye bakar yamaçları arasında farklı bitki toplulukları bulunmaktadır.
Yüksek ve engebeli olan dağlık sahalar genel olarak tarımın yapılmasını, yerleşmenin kurulmasını ve yol yapımını güçleştirir.Fazla yağış alan dağlık sahalar, önemli ölçüde akarsuların beslenmesini sağlar.
Dağlarda bulunan yerleşme şekilleri ve buralardaki insanların tarımsal faaliyetleri ovalara göre farklıdır.

Pamukkale










Pamukkale, güneybatı Türkiye'deki Denizli ilinde doğal bir mevkidir. Kent kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri teraslarını, travertenleri kapsamaktadır. Türkiye'nin Ege bölgesinde, ılıman bir iklimi olan Menderes Nehri vadisinde bulunur.
Eski Hierapolis kenti, toplam 2700 metre uzunluğunda, 600 metre genişliğinde ve 160 metre yüksekliğindeki beyaz "kalenin" üzerine inşa edilmişti. Pamukkale, Denizli'nin 20 km uzaktaki merkezindeki vadinin karşı tarafındaki tepelerden görülebilir. 5-10 km yakınında Laodikya antik kenti bulunur. 5 km ilerisinde ise uluslararası bir termal merkez olan Karahayıt köyü vardır. Pamukkale UNESCO tarafından belirlenen Dünya Miras Listesi`nde yer almaktadır.
Turizm başlıca endüstridir. İnsanlar binlerce yıldır havuzlarında yıkanmıştır. Daha 20. yüzyılın ortalarında, Heropolis kalıntıları üzerine, önemli hasara neden olan oteller yapıldı. Vadiden terasların üstüne bir yaklaşım yolu yapıldı, ve motosikletlerin yamaçlara çıkmalarına ve inmelerine izin verildi. Bölgenin bir dünya miras mevkisi olduğu bildirildiğinde, oteller yıkıldı, yol kaldırıldı ve yapay havuzlar ile yeri değiştirildi. Suyun içinde ayakkabı giymek katmanları korumak için yasaklandı.

Mardin













Fırat ve Dicle nehirleri arasında Mezopotamya bölgesinde, tarih boyunca pek çok medeniyet yerleşmiştir. Bir dağın tepesinde kurulmuş olan Mardin, Yukarı Mezopotamya'nın en eski şehirlerinden biridir.
M.Ö.4500' den başlayarak Arami Süryani Arami/Süryani Subari, Sümer, Akad, Babil, Mitanniler, Asur, Pers, Bizans, Araplar, Selçuklu, Artuklu,Osmanlı hakimiyetine girmiştir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Mezopotamya havzasında bulunan Mardin, güneyinde Suriye, doğusunda Şırnak ve Siirt, kuzeyindeDiyarbakır ve Batman, batıda Şanlıurfa ile çevrilidir.
Mardin dağlarının, Mazıdağı, Derik, Midyat, Savur ve Nusaybin yörelerine sokulan yüksek kesimlerinde, Meşe ağaçlarından oluşan topluluklara rastlanır.
İklim olarak Akdeniz iklimi ile karasal iklimin ortak özelliklerine sahiptir. Yazları çok sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı ve soğuktur.

Şanlıurfa








Urfa ve civarında Cilalı Taş Devri'nden beri yerleşilmektedir. Göbeklitepe Höyüğü, M.Ö. 11. yüzyılda kullanılan Dünya'nın bilinen en eski mabetinin bulunduğu yerdir.
Urfa Kur'an, İncil ve Tonah (Eski ahit/Tevrat)'ta geçen İbrahim peygamberin, doğum yeri olarak kabul edilir ve anısına Camii de bulunmaktadır. Ayrıca Peygamber Eyüp'ün de (İncil ve Eski ahitte Job) doğum yeri olarak kabul edilir.[1]
Urfa kent merkezinin altında bugünkü Balıklıgöl'ün kuzeyinde yapılan bir keşif sonucu, Urfa kent merkezi tarihinin MÖ. 9500'e Çanak-Çömleksiz Neolitik Döneme kadar uzandığı görülmüştür.
11.500 yıllık tarihi süreç içerisinde Ebla, Akkad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans gibi uygarlıkların egemenlikleri altında yaşamıştır.
Urfa, 1094 yılında Selçuklu hakimiyetine girmiştir. 1098'de Haçlı Edessa Kontluğu, daha sonra Eyyubi, Memluk, Türkmen aşiretleri, Timur devleti, Akkoyunlular, Dulkadir beyliği, Safeviler ve en son da 1516'da Osmanlı sınırları içine katılmıştır. Önceleri Rakka Eyaleti sınırları içerisinde yer alan Urfa, 1876'da Halep Vilayetine bağlanmış, 1916'da ise bağımsız bir sancak olmuştur.